image Hasan  Gezer
Fazıl Tütüner, Mersin’in Kültürel Mirasına Adanmış Bir Ömür

Yazı Tarihi : 15.02.2025
 E-Mail : gezer.hasan@gmail.com

 

 

Mersin… Tertemiz kumsallarında Akdeniz’in masmavi sularıyla buluşan, baharında portakal ve limon çiçeği kokularıyla insanı büyüleyen, tarih boyunca medeniyetlerin izlerini taşıyan bir şehir. Antik kentleri, çok kültürlü yapısı, bereketli toprakları, lezzet dolu mutfağı, dağlarından süzülen ırmakları ve şelaleleriyle adeta doğanın, tarihin ve kültürün iç içe geçtiği bir masal diyarı. İşte böyle bir şehrin kültür, sanat ve edebiyat belleğinde derin izler bırakan bir isim var: Fazıl Tütüner.

1953 yılında, Girit mübadili bir ailenin çocuğu olarak Mersin’de doğan Fazıl Tütüner, İstanbul Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra Viyana’da işletme eğitimi aldı. Fakat ne kadar uzaklara giderse gitsin, ruhu hep Mersin’in sıcak rüzgarında, limon bahçelerinin serin gölgesinde, denizle kucaklaşan antik limanlarında kaldı. Yıllar sonra eşi ve çocuklarıyla tekrar Mersin’e döndüğünde, bu şehre olan sevgisini yalnızca yaşamakla değil, üretmekle, kültüre ve sanata yön vermekle de göstermeye karar verdi.

Mersin’in narenciyeden zeytine, muzdan çileğe kadar uzanan bereketli toprakları gibi, onun kültür ve sanat dünyası da bir o kadar verimliydi. İçel Sanat Kulübü’ne başkanlık ettiği dönemde, şehre sanatın altın çağını yaşattı. Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin kurucu üyelerinden biri olarak, şehrin sesini dünyaya duyurdu. 2009’dan bu yana başkanlığını yürüttüğü Akdeniz Opera ve Bale Derneği ile sanata gönül verenlere yeni ufuklar açtı. Mersin’in limanında ticaret gemileri kadar, kültür ve sanat gemilerinin de demirlemesi için çalıştı.

Mersin’in tarihine, kültürüne, sanatına ve kimliğine yaptığı katkılar, bu yıl Şinasi Develi Kent Ödülü ile taçlandırıldı. Torosların serin doruklarından süzülen pınarlar gibi berrak bir vizyonla, Mersin’in kültürel mirasını geleceğe taşımaya adanan yılları, bu ödülle onurlandırıldı. Tören sırasında yaptığı konuşmada, Mersin’in geçmişini, kimliğini, kültürünü koruma sorumluluğunun hepimizin omuzlarında olduğunu vurguladı.

Taş bina olarak anılan eski Büyükşehir Belediye Binası’nın Kent Müzesi’ne dönüştürülmesi, bir zamanların kültürel buluşma noktası olan Akkahve’nin yeniden canlandırılması, Karamancılar Konağı’nın restorasyonu gibi projeleri önemseyen Fazıl Tütüner, Mersin’in tarihine sahip çıkmanın, geleceğe yapılacak en büyük yatırım olduğuna inandı. Tıpkı Mersin’in yüzyıllardır farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığı gibi, bu şehirde sanatın, bilimin, felsefenin ve kültürün de yaşam bulması gerektiğini söyledi.

Mersin’in sahillerinde, denizin tuz kokusuna karışan tarih gibi, Tütüner de bu şehre derin izler bıraktı. Bir zamanlar “Beni de alır mısınız aranıza?” diyerek kültür yolculuğuna çıkan o genç adam, şimdi Mersin’in kültür, sanat ve edebiyat haritasında önemli bir mihenk taşı oldu.

Bu ödül vesilesiyle Fazıl Tütüner’e, Mersin’e kattıkları için sonsuz teşekkür ediyoruz. Tıpkı Mersin’in Toroslardan Akdeniz’e uzanan bereketli toprakları gibi, onun fikirleri, emeği ve katkıları da bu şehri kültürel anlamda büyütmeye devam edecek.

Mersin için, kültür için, sanat için… Fazıl Tütüner’e saygıyla!



  YORUM YAZ
 
Adınız Soyadınız
 
Yorumunuz
 
 
  GÜNCEL
 
 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 
 
 

 

Mersin Post | Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinpost.com.tr © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. Mersin Post basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA