image Ahmet Kemal TEKİN
Ortalık Şiir Kokacak

Yazı Tarihi : 23.01.2025
 E-Mail :

 

 

Şiir kokuyordu ortalık nasıl bir varsıllıksa, hakiki şiir; ustam demişti simgelerden, emojilerden öncesine bak, onlardır seni bir yere taşıyan, buna inanmadım ve karşılığını böyle böyle aldım bu yokluğun. Nasıl da eskidi bütün binalar, nasıl da taşın ve toprağın dilinden anlayan kalmadı. Anlaşılmaktan öteye varmanın ne demek olduğunu anlamanın zor olduğunu da tahmin etmek, pek de yazgının istencine bağlı değildi.

Yazmak için yola çıkan kim kaldıysa, o çağa bu çağa gömüldü. Ben çağlardan da anlamazdım. Zaten bunu bilirdi sevdiğim, her keresinde tarih der gülerdi. Tarih: ki kumsalların dilidir! Nuh’un anlamadığı bir masal mı var!

Yola çıktığımda miladı böylece, İsa’ya belki de Musa’ya da bağlamak gerekirdi bunları anladım. İsa’dan önce, İsa’dan sonra. İsa’nın dilini kim biliyordu peki; neden gerekiyordu bunca simge. Hangi inançtan öteye varıyordu insanoğlu, sakladığı gizem neydi. Neden mağaranın duvarında kendini bulurken bu kadar yabani olduğunu anlamadı resul. Anlamasına gerek var mıydı? Bir ekinin içinden gelmeyen insan, ekinle barbarlığı karıştırabilir mi? Olası mı bunca şeyi yeniden, yeni baştan keşfetmesi, bu çağın içinde kim kendine bunları diyebilir ki; sen var oldun bak bu çağın hünkarı diyebilir kim kendine.

İnsanın aklında kalanlar neyse, söylediklerine varmadan belli belirsiz bir yanıt aramıyor ardında, bunca gülümsemenin içeride bir yerde olduğunu ve anlatılması gerektiğine kimse inanmıyor, inanması da beklenemez zaten. Bunların hepsinin birer erdem olma olasılığı da çok yersiz olur böylece. Kim yerli yerinde olduğunu iddia edebilir ki? Elindeki zincirin mi farkındaydı yoksa, gittikçe yeğinleşen kutsallığından mı uzaklaştı insan?

O sesi kaybeden birini tanımıştım. Sesle arası yoktu, ta ki bir yaşa gelene kadar, bir yirmi yıla yakın, ben seslerin içeride bir yerde olduğunu bilmiyordum derdi bazen; bu nasıl olabilir, insan nasıl içindeki sesten uzaktadır. İnsanın içindeki ses zaten başka biri tarafından mı ona verilmişti. O bu sese layık görülmemiş miydi? Ona sorduğumda bu soruyu pek de yanıtlayamadı, yalnızca sesin önemsiz olabileceği hissine kapılmam yeterli olabilir demişti. Belli ki bu bir aylık sürecin içerisinde birden gelen ses, onu öyle şaşırtmıştı ki, sesin bilinçle ilgili olduğunu kavraması da biraz zaman aldı.

Sesin ona varması, nedense vahyin de ona varmasına hizmet edebilirdi. Yalnız böyle böyle unutulan sese dair pek de konuşmadık o günden sonra, zaten ben şakirdi, ustası da değilim kimsenin, herhangi bir inancın dediğini duyar gibiyim, zaten bu devirde kimse kimsenin havarisi de değil diye tümcesini tamamladı son kez. Kimse kimsenin havarisi değil, kimse kimsenin sahabesi de değil. Öyle yaşayıp giden insanoğlu. Yaşadıklarından neler öğrendi ki çok da önemli değil. Bir kutsal yazgı dilinde mi dolaşıyor? Kim demiş ortalık yeniden şiir kokacak diye!



  YORUM YAZ
 
Adınız Soyadınız
 
Yorumunuz
 
 
  GÜNCEL
 
 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 
 
 

 

Mersin Post | Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinpost.com.tr © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. Mersin Post basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA