Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Ahmet Ümit’in

Tarih: 7 Kasım 2025 Cuma 21:12

Bu yıl 18’incisi düzenlenen, Türkiye’de kent adına verilen tek ödül olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne polisiye kurgu romanlarıyla öne çıkan, hikayenin gerektirdiği akıcı dil ve sağlam karakterleri, güçlü olay örgüsüyle okurlarına ulaşan usta Yazar Ahmet Ümit değer görüldü.

 

 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek, ulusal ölçekte bir verime dönüştürüp edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere düzenlediği ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 18’incisinin sahibi polisiye kurgu romanlarıyla öne çıkan Usta Yazar Ahmet Ümit oldu. 2025 yılı için önerilen adaylar arasından Ümit, hikâyenin gerektirdiği bir dil, sağlam ve derinlikli yaratılmış karakterler ve güçlü bir olay örgüsü içinden, dönemin sosyo-ekonomik analizine ve tarihsel arka planına ışık düşüren eserleriyle edebiyatımızı geniş bir okur kitlesine açtığı için seçici kurul tarafından ödüle layık görüldü. Ümit’e ödülünü MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol birlikte takdim etti.

Ümit: “Çok şanslı bir yazarım”

Çocukluk ya da gençlik yıllarında yazar olmayı hiç düşünmemesine rağmen yaşadıklarının kendisini yazar olmaya sürüklediğini anlatan Usta Yazar Ahmet Ümit, “Ben yaşadıklarımı yazdım. 37 farklı dilde 150’ye yakın kitabım yayınlandı. Eserlerimden filmler, opera, tiyatro, çizgi roman yapıldı. Türkiye ve dünyada 15 milyona yakın kitabım yayınlandı. Bu benim değil sizin başarınız. Çok şanslı bir yazarım. Bana dediniz ki sen artık başla işle uğraşma ben de sizin sesinizi dinledim ve yazmaya devam ettim” dedi.

Polisiye yazmanın zorluklarına da değinen Ümit, “İyi edebiyat iyi polisiyedir. Bütün iyi polisiye metinlerinin hepsi klasik romanlardır. Çok zordur ama şaşmaz. İyi polisiye demek iyi kurgu demektir. Derinlemesine anlatılmış sağlam psikolojiye sahip karakterler demektir. Sağlam bir sosyo ekonomik geri plan demektir. Hikayenin gerektirdiği olağanüstü bir dil demektir. Bazen sokak dili bazen şiir dilidir. Bir şey daha yapman gerekir. Tüm bu hikayeyi polisiye konu içinde anlatacaksın. Kolay değil, çok zordur” değerlendirmesini yaptı.

İlk olarak 22 yaşında yaşadığı bir olayı kaleme alarak edebiyata adım attığını kaydeden Ümit, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yazdığım bu ilk yazı40 dilde yayınlanan bir dergide basılınca o güne kadar aklımdan hiç geçmese de yazar olmayı düşünür oldum. Ardından yazmaya başladım ve bugünlere geldim. 37 dile çevrilmek milyonlarca okunmak bunların hepsi bir yazarı iyi bir yazar yapar mı? Bunu söylemek çok zor. Bir yazarın iyi bir yazar olduğunu belirleyecek bir tane ölçüt var. Siz öldükten en az 25 yıl sonra halen okunuyorsanız bu sizi iyi bir yazar yapar. Ben buna inanmaya çalışıyorum. İşte bu ödül de bu konudaki inanma duygumu güçlendiriyor. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Çakır: “Okumak yenilenmek, kendini yeniden inşa etmektir”

Törende konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, okumak ve yazmaktan çok görselliğin öne çıktığı, hayatın telefon, bilgisayar ekranlarından izlendiği, her şeye bir parmak dokunuşuyla erişilip ve bir parmak dokunuşuyla vazgeçildiği sabırsız insanlar çağında ‘okumanın’ gerçekten çaba gerektirdiğini söyledi. Okumaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşılması nedeniyle bazen ‘Neden okumalıyız?’ sorusunun dahi sorulduğunu hatırlatan Çakır, neden okunması gerektiğini, “Çünkü okumayan insan hep aynı yerde yaşar. Oysa okuyanlar yolculuk halindedir. Okumak, yenilenmek, kendini yeniden inşa etmektir. Kitaptan, edebiyattan uzak kalanlar sadece kendi kısa yaşamını bilir” diye açıkladı. ‘Oku’ sözcüğünün Türkçede bir çağrı ve davet anlamı taşıdığına da değinen Çakır, “Okuyarak, yeni yaşamları davet eder, yeni düşünceleri çağırırız. İşte bu çağrıyla gelişiriz” değerlendirmesini yaptı.

Çakır, insan olma ve insanlığın ortak değerlerini anlama yolunda topluma ışık ve rehber olan, yeni dünyalarla tanıştıran, Türk dilinin mimarı olarak gördükleri büyük yazarlara teşekkürün bir ifadesi olarak Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü almayı kabul ederek Mersin’i onurlandıran Ahmet Ümit’e de Mersinliler adına teşekkür etti.

İzol: “Yazan insan hisseden insandır”

MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, roman yazmanın sanatın farklı alanı olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Roman yazmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bir romanı kaleme alabilmek için onu hissetmek, yaşamak gerekir. Elbette herkes kalemi eline alıp bir metin yazabilir, hatta araştırma kitapları da yazabilir; ancak roman bambaşka bir alandır. Bir karakteri, bir olayı ya da bir duyguyu anlatırken, örneğin 13 yaşındaki bir kızın ruh dünyasına girip onu tanımlayabiliyorsanız gerçek anlamda yazarsınız. Onun hislerini hissedemiyorsanız, o romanı yazabilmeniz mümkün değildir.”
Hiçbir yazarın biranda başarıya ulaşmadığını, iş-çıkışlar yaşayabildiğini kaydeden İzol,  “Çoğunun eserleri defalarca reddedilmiş, kitapları basılmamış, zorlu mücadeleler vermiştir. Ama başarı vazgeçmemekle devam etmekle mümkün olmuştur” diyerek Ahmet Ümit’i edebiyata kazandırdığı başarılı eserlerinden ötürü tebrik etti.

Soycan: “Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 18. yılını kutluyoruz”

Seçici Kurul Üyesi Celal Soycan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 18’inci yılının kutlanıyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Törenin kısa tarihçesini özetleyen Soycan, emeği geçen herkese teşekkür etti. Düzenlenen etkinliğin geçen 18 yıl içinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın dahi ilgisini çekerek LGS’de sınav sorusuna dönüştürüldüğünü ifade eden Soycan, soruda törenin edebiyat ve kültür kurulunca değil bir Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen tek kent edebiyat ödülü olduğunun vurgulandığını aktardı. Ardından Edebiyat konusunda değerlendirmeler yapan Soycan, edebiyatı, “İnsanın dünya ile hayat, toplumla, öteki insanlarla ve asıl bizzat kendisiyle ilişki kurabildiği biricik alan” olarak tanımlayıp MTSO yönetimine bu alanın gelişimine verdiği desteklerden ötürü teşekkür etti.

Günay: “Polisiye roman Anadolu topraklarına ilk kez Ahmet Ümit’le ayak bastı”

Polisiye romanlar üzerine bilgi aktaran Seçici Kurul Üyesi Turhan Günay ise Osmanlıdan günümüze kadar polisiye romanların gelişim sürecini özetledi. İlk polisiye romanın Osmanlı İmparatorluğu zamanında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazıldığını ve o dönem romanlarda Fransız etkisinin hakim olduğunu kaydeden Günay, 1914’ten itibaren SherlockHolmes ile birlikte yazılarda İngiliz etkisinin hakim olmaya başladığını söyledi. Günay, 1. ve 2. Dünya savaşlarında bir duraksama yaşansa da aradan geçen uzun bir boşluk sonrasında Amerika’nın etkisiyle yeniden bu alanda canlanma göründüğünü söyledi. Ahmet Ümit’in polisiye roman tarihine girmesiyle polisiye romanın ilk kez Anadolu topraklarına ayak bastığını vurgulayan Günay, “Ahmet Ümit, romanlarını doğrudan Anadolu uygarlıkları üzerine konumlandırır. Polisiyeyi Anadolu topraklarına getirmesi nedeniyle de Türk edebiyatında iyi bir yazar kabul edilir” dedi.


Etiket: Mersin, SanatKültür,


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
 
  GÜNCEL
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
 
  FACEBOOK
 


 
 
 


 
 
 

 

Mersin Post | Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinpost.com.tr © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. Mersin Post basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA