Büyük fikir Suhulet vapurunun ortaya çıkması, hangi yetkin makinenin ortaya çıkmasında ön ayak olmuştur diye düşündüğümde ilk yanıt şüphesiz çıkarma amfibi diye adlandırılan gemilerdir. Bu büyük buluş, evet bir Türk Hüseyin Hâki Efendi’nin fikridir. Evet genel ağda araştırılsa birkaç satırda olsa çıkacaktır kim olduğu bu yetenekli mucidin.
Bana çıkarma gemileri olağan dışı bir fikir gibi gelmiştir, olağana katkısıysa asla yadsınamaz. Bir geminin bu denli olağanüstü fikir olmasına dair ne var ne yoksa şüphesiz başka alanlara da katkısı olmuştur, örneğin denizlerin açık seçik fikirleri, şüphesiz bir kaptandan işitmemizde garip fikirlere de yol açması beklenebilir.
Bu fikrin çıkmaz sokaklarla bağı da vardır şüphesiz, elimdeki yöntemi biraz zorladığımda, hatta kışkırttığımda, nereden nereye ulaştığımıza dair bir doru düşünce karşıma yığılır. Eskilerin koçakları şüphesiz, çıkmaz sokakların ortaya çıkmasında ön ayak olmuşlardır, aynı soya, başka mezhebe ait aşiretler bile çıkmaz sokaklarla ödüllendirmiştir kendilerini, birbirleriyle çatışmasınlar diye bu peri padişahının kızı mahalleleri ortaya çıkmıştır.
Çıkmaz sokakların tek birleştiği yer şüphesiz, alışveriş mekânları, pazar yerleridir. Bu pazar yerlerinde dolanmadan alışveriş yapmak için, apayrı mahallerden gelen Hıristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar alışverişlerini doyasıya yaparlar. Gönüllerince yaşadıkları çıkmaz sokaklı mahallelerine geri dönerler böylece kadı efendiye ve çerilere gereksiz çatışmaları önlemek düşmezmiş. Bu mahallelerin en ünlülülerinden biri şüphesiz Konya’daki, Alâeddin tepesindeki pazar yeriymiş. Sayıca az olan Müslümanların, kentin asayişini korumak için aldıkları cin fikir. Mevlana’nın “Ne olursan ol, gene gel!” demesi bu bağlamda şaşırtmıyor.
Aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra eskiyen, epriyen tarım toplumu ekininin kanımca en net göstergesi Suhulet vapuru olsa gerek, kapalı toplumdan, düpedüz bir geminin olanca yükü boca etmesi için oluşturulan bir liman. Geminin içinden birden limana boca edilen bir sürü etnik figür, artık vatandaş olarak karşımızda iş yapıyorlar.
En sıra dışı olanı da bu fikir acaba yıllar önce korsanların etkin olduğu zamanda ortaya çıksa kimler şaşırırdı diye düşünmeden edemiyorum. Bir gemi var sahile çıkmaları gerekiyor, kayıklar yerine, zangadanak kentin, kasabanın sahiline dökülüyor ve içinden bir yığın gizliden destekli korsanlar çıkıyor, kıyıda kimler varsa, mal, kadın, eşya, çocuk demeden toplayıp gidiyorlar, hangi görüşten olursa olsun bugünün etik örüntüsüne epey ters olsa gerek. Allah’tan bilinmemiş, bulunmamış da yalnız tecim için kullanılmış, bazı fikirler demek ki zamanında çok daha önemli, sağlıklı oluyor. Fakat unutulmuyor ki eğer bu çıkarma fikrini İkinci Dünya Savaşında kullanmasalardı, dünyanın şimdiki işleyişi farklı bir yerden de seyredebilirdi. Denizcilere ne derlermiş komutanları, topuklar aşağı! Kıbrıs çıkartmasında en çok topuklarından vurulurmuş askerler amfibi gemilerinden çıkarken. Yaralı askerlere pek de kolaylık sağlamamış şüphesiz kelimenin ilk hali olan suhulet.