Roma yedi tepe bunları biliyoruz, İstanbul’da yedi tepe bunu da biliyoruz. “Toprağın simgesel olarak temellük edilişi” yani Roma’dan Osmanlı’ya toprak ile beraber yönetim dizgesinin geçmesini de bilmemiz gerekiyor artık. Osmanlı Roma’nın toprak yönetim sistemi dahil pek çok yönetsel dizgeyi, İslami kurallarla revize etmiştir, artık ciddiyetle bu konuyu okullarda okutmamız gerektiğini de bilmemiz gerekiyor, çünkü Osmanlı emperyal olma hayalleri kuran bir ülkedir, hatta Emeviler’den itibaren İslam devletleri de pek çok yönetsel dizgeyi Roma’dan almıştır, yani İslam devletleri koskocaman Roma’dan etkilenmedi mi sanıyorsunuz, İslam Devleti kuracak olanlar, yani o hayalleri besleyenler bunları da biliyor mu? Ne gereği var Abdülhamit bir gecede tayi zaman edüp gerü gelür imiş, bunlar yeter de artar.
Sezar’ın hatta geriye kalanların Rubicon nehrini geçmelerinin yasak olduğunu da bilmeleri gerekiyordu, bilmediler öğrenmediler, kimsenin de bunları çocuklara anlatması gerekmiyordu, çünkü bizim devletimiz yalnız ve yalnız İslam Devleti olarak şekillenmişti ve bunlardan ötesi düşünülemezdi, pirler, şeyhler bir üfürür Mekke! Türklerin hele Osmanlı’da nasıl bir Türk varsa onların olsa olsa sistemi dini gereklerle şekillendirmiş olması gerekti, yoksa alimallah ülke bölünür, muhafazakarlık yerle bir olurdu.
Sezar Rubicon nehrinden sonunda geçmiş ve kendine karşı koyan generallerin, senatörlerin hepsini yerle bir etmiş ve diktatörlüğünü ilan etmişti, kokar, boklu Roma artık eski güzel günlerine ulaşabilirdi, öyle olmadı enflasyon kellesini aldı, zaten ne olursa şeyhleri olmadığından.
Aradan beş yüz yıl geçmiş aşağı yukarı Osmanlı’da da benzer bir sorun ortaya çıkmış, bilmem kaçıncı orta bilmem hangi semtin yönetimini ele geçirmiş, İstanbul’u haraca bağlamıştı, Roma’dan devşirilen sistem artık başa bela olmuş, Roma’daki gibi şehir yani gözel İslambul, yeniçerilerin elinde taa sadrazamlara, devletlüye kadar inim inim inliyordu. Nasıl olurda devasa İslam ülkesi bitik Roma’dan sistemi devşirmiş, siz öğrenmeyin en son FETÖ olaylarında öğrendiniz feleğin kaç köşe olduğunu, öyle devam edin, ne mi şimdi bu deminden beri yazdığım, devletlü şeyinin düzenlenmiş, revize halini yaşattılar bize de.
Bizim ülkemizin yönetim dizgemizin, bürokrasinin temelleri Nizamı Mülk’e kadar gider derler, ondan dolayı artık ülke yıkılsa bile –Allah korusun.- yenisini kurmamız çok kolay derler, sanki sizin bildiğinizi yaban bilmiyor da size son olaylarda nasıl dayatma yapıldığını gördük. Yani o siz dediğim de siyasal erk, onlara olan bize de oluyor, yani saygı ifadesi değil. Kara toprak hepimizden üstün olacak elbet benim devletle ilintim ne ki gene burnumu olmayacak işlere soktum, kusura bakmayın bu gene bu ülkeye borcumdan oldu, onca yıl –verdikleri yalnız okul bursu ya, neyse onu da faiziyle aldılar- verdiklerinin karşılığını ödeyeyim. Ha bir da Süleyman’ın Tapınağının tepesinde bir yer var, onu da kim zamanında hacca gidemeyince yeni Mekke diye yutturmaya çalıştı bir de onu öğrenseydik iyi olurdu. Şam’ın Şeytanını çok iyi tanır ve biliriz, biz kimsek!
