image Ahmet Kemal TEKİN
Avel Avel

Yazı Tarihi : 6.02.2024
 E-Mail :

 

 

 

Son on beş yıldır televizyonda, popüler kültürde tarihe bakışımıza daha çok yer verir olduk. Yıllardır bizim gibi iyi kötü işin içinde olanların tanıdığı öğretim üyeleri, tarihçiler, sanat tarihçileri televizyonda popüler kültürde yığınla bilgiyi izleyene aktarıyor. Hatta TRT’de arkeolojiyle ilgili izlence bile var. Bu izlenceleri birileri takip etmese her halde yer edinmezlerdi televizyonda. Eskiden hayranlıkla izlediğim yabancı tarih tv kanalları gibi bizim de artık doğrudan adı Tarih TV olan bir kanalımız bile var. Bunca çaba yeterli mi?..

Tarihin nesnel bir bilim dalı olduğunu unutan siyasileri izledikçe üzülüyorum. Örneğin, bir siyasi çıkıyor “Abdülhamit büyük padişahtı, İttihat felaketti.” diyebiliyor. Bir başka kişiyse medeniyeti anlamadan sanat tarihi hakkında fikir yürütebiliyor. Bu fikir yürütmeyi ne yazık ki medeniyet hakkında zerre fikri olmayan ne oldukları belirsiz kişilerin sanat eserlerine çorba, boya dökmeleriyle tanık oluyorum. Üstelik medeniyet fikrine ulaşamadan öylesine korkunç bir fikirle saldırıyorlar medeniyete. Bu tarz kişilere ben avel diyorum en basit tanımla, tarih, sanat tarihi, medeniyet hakkında fikri olmayan nereye isterseniz oraya sürülebilecek kişiler bunlar, tarihte yaşamak nedir, Abdülhamit’i, Enver’i, İttihat’ı savunmak nedir avel! Hangi yüz yılda yaşıyorsun.

Batılı, çağdaş toplumlarda tarih, hatta kendilerine ait geçmiş acımasızca eleştirilir, bunları hocalarımızdan duyardık, hatta bizim buradan başka ülkelere doktora yapmaya gidenlerin çok zorlandığını söylerlerdi, burada bile canlarına okunur, noktaya virgüle kadar doktora neyse bitirme tezi bile yazanların…

Bir araştırmacının konusu neyse onda, tarihte yaptıkları hataları da bulurlar, asla o hataları tekrarlamazlar diye bir laf vardır, bilim burada başlar zaten, gerçekten öyle mi sorusu burada başlar. Bizim karşımızdaysa, üniversite sınavında bile eskiden karşımıza sık sık çıkan tarih tanımını öğrenmeden sürekli bir kitleyi övme, kendine göre bir tarih oluşturma çabası ancak geri kalmış toplumlarda mümkündür. Neden gerçekliğin ötesinde bir masal toplumu olduğumuz sık sık aklıma gelir, okumadan, okusak bile yanlı taraflı kitapları okumaktan bıkmadık, usanmadık.

Lisedeyken bir çocuk vardı, yanında masonları kötüleyen bir kitap getirir, sınıfta bizim gibi okul eğitiminden çok dışarıdaki yaşantıyı yeni yeni keşfedenlere bu kitapları el altından verir, biz de gizli gizli okurduk. Bu kitap malum “kedicikler”iyle ünlü kişinin kitabıymış, üniversite yıllarında öğrendim. Ben tiksinirdim bu tarz kin kusan yayınlardan, o çocuğun radikal dinci olmasının katkısı da vardır her halde, neden sürekli kandırılır bu tipler, bilemiyorum, benim aram herkesle iyiydi ancak, zaten bu nedenle herkes kötü gözle bakmazdı galiba bana, böyle olmazsa zaten bilimle, yazıyla ilgilenemezdim her halde. Fakat hâlâ da tiksinirim yanlı yayınlardan, bir grup bir cemaat tamamıyla kötü, tamamıyla iyi olamaz, hele bu grup devlet tarafından yasal kabul ediliyorsa, bu masonlarda olabilir, siyasi görüşleri olan fraksiyonlarda öyle mi?.. İşte o yıllarda karşıt görüşleri de okumayı öğrendim. Bilimin gerçek yolunu, yöntem sorununu nasıl çözeceğimizi üniversite de öğrendikten sonra bu içinde bulunduğumuz medeniyete avel avel bakma kalmadı desem yalan olmaz, batısıyla doğusuyla.

Tarih bir toplamlar bütünü, neresinden tutarsan ora eline gelir, sıra dışı –marjinal- gruplar her zaman olacaklar, hatta bu gruplar devleti yönetecek duruma da gelebilirler fakat bu demek değildir ki tarih gizli saklı kalacak. Unutmayalım tarih, medeniyette ikiye ayrılabilir bir “sarışın tarih”, bir de “karaşın tarih”. Bilim adamının görevi bu kara ve sarı olan şeyin ortasında hakikate, gerçeğe ulaşmaktır, bu da onu sürekli gri alanlarda gezdirir, bir gün bile bitmez tarihçinin, medeniyet araştırmacısının işi. Bu olmazsa ciddi sorunlarla karşılaşır ülkeler, okumayan araştırmayan toplum mu olur! Ezber olmaz tarihte, medeniyette, sporcu yetiştirmiyoruz, sürekli beden kası şişirmiyoruz. Neydi o söz beden eğitimciler için söylenen; et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen!



  YORUM YAZ
 
Adınız Soyadınız
 
Yorumunuz
 
 
  GÜNCEL
 
 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 
 
 

 

Mersin Post | Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinpost.com.tr © Copyright 2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. Mersin Post basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA