Yoksulluğu ensesinde keskin bir bıçak gibi hisseden herkese gelsin.
Gri bir denizin ortasında yalnızca bir kayık misali düşüyoruz her sabah yollara, karanlık ve gerici saat uygulamasında kaybolan.
Bir paket makarnanın 5 kişiye bölüştürüldüğü sofralar da kokluyoruz çaresizliği.
Hayallerin satıldığı, olmayanların oldurulduğu haber bültenlerinde izliyoruz cağnım ülkemi.
Asgari olan her şeyin dayatıldığı ve sende sinemaya gitme, sende restoranda yemek yeme zihniyetiyle selamlaşıyoruz her sabah.
Kült bir film değil ki bizim ki çayda ki dem-e ayrı gam vuralım, çayır da ki dikene ayrı telden çalalım.
Ne olduğumuz belli olduğu için dün sövdüklerimize bugün niye arka çıkalım?
Yıkılan betonlar da çalınan altınlara hangi sıfatla sahip çıkalım?
Hakkımıza girilen bunca yıldır, söz diye diye geldiğimiz durumun acısını hangi bakandan çıkaralım.
Yeniden bir seçim arefesi, yeniden bir bütçe sorunu, yeniden kara pazarlıklar.
Hoş geldin ikibinyirmidört.
Kaç milyon gavur parasına bakalım değişeceğiz bu sefer seni.
Mehmet Hayri Ergenler
02/01/2024