Tarih: 30 Ocak 2025 Perşembe 16:53

Mersin Milletvekili Talat Dinçer, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Mersin’in çözüm bekleyen sorunlarını gündeme getirdi. Konuşmasına Mersin’in coğrafi ve ekonomik önemine vurgu yaparak başlayan Dinçer, "Mersin, ülkemizin en güneyinde yer alan, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, tüm vatandaşlarımıza kucak açan bir şehirdir. 321 kilometrelik sahil şeridi, doğal güzellikleri ve verimli topraklarıyla önemli bir konuma sahiptir. Ülke ekonomisine ve gayrisafi millî hasılaya 6'ncı sırada katkı sağlayan iş almaya geldiğinde de 24'üncü sırada pay alabilen bir ilimizden bahsediyorum." ifadeleriyle kentin yaşadığı adaletsizliğe dikkat çekti.
Milletvekili Dinçer, özellikle Hükümetin Mersin’e söz verdiği ancak bir türlü tamamlanamayan projelere dikkat çekti. "Akdeniz Sahil Yolu, yirmi yedi yıldır yapımı bekliyor. Güya Antalya'dan başlayıp Mersin üzerinden Tarsus'u, Adana'yı, Gaziantep'i birbirine bağlayacak olan otoyol maalesef yirmi yedi yıldır bir türlü tamamlanamadı. Bunun üzerine ülkemizde Karadeniz Sahil Yolu kaç defa yapıldı hepinizin malumu." dedi.
Ayrıca, Ana Konteyner Limanı projesinin Adana’ya kaydırıldığını belirterek "Cumhurbaşkanı Yardımcısı bizzat geldi, söz verdi: 'Mersin’e yapılacak.' dedi. Sonrasında bir manevrayla 'Kusura bakmayın, bunu da sizden aldık Adana'ya yapıyoruz.' dediler." ifadelerini kullandı.
Kazanlı Turizm Alanı projesine de değinen Dinçer, "Burası için '5 yıldızlı oteller yapılacak, önemli bir bölge olacak.' denildi ancak şu ana kadar bir çivi bile çakılmadı." diyerek verilen sözlerin tutulmadığını belirtti. Lojistik köy projesiyle ilgili olarak ise "Ne yeri belli ne yolu belli, böyle bir proje ortada yok." şeklinde eleştiride bulundu.
Eğitim konusunda da büyük sorunlar yaşandığını vurgulayan Dinçer, "110 okulumuzu 'depreme dayanıksız' diye yıktınız, yerine 36 tanesini zor yaptınız. Öğrencilerimiz sınıflarda üst üste oturuyor, eğitim göremez hâle geldiler." dedi.
Mersin’in turizm kenti olma vizyonunun zarar gördüğünü belirten Dinçer, "Mersin'i turizm kenti yapacağız.' dediniz, Akkuyu Nükleer Santrali'ni getirdiniz. 'Denizlerimizi kirletmeyelim.' dedik, balık çiftliklerini getirdiniz. Mersinlilerin tüm itirazlarına rağmen liman genişletme faaliyetlerine başladınız. Dedik ki: 'Bunu başka bir yere yapın, denizin içine yapmayın.' Ama getirdiniz, işleticisi daha fazla para kazansın diye denizi doldurdunuz, Atatürk Parkı'nı öldürdünüz." ifadeleriyle çevresel tahribata dikkat çekti.
Mersin’in artan nüfus yükü altında ezildiğini belirten Dinçer, özellikle Suriyeli sığınmacılar ve depremzedeler nedeniyle kentte yaşanan yoğunluğa dikkat çekti. "Mersin’in normal nüfusu 1 milyon 900 bin olmasına rağmen, 400 binin üzerinde Suriyeli sığınmacıyı ve yine 400 binin üzerinde depremzedeyi barındırıyor. Ne trafik kaldırıyor, ne altyapı yeterli geliyor, ne de konut ihtiyacı karşılanabiliyor." dedi.
Konut fiyatlarının fahiş şekilde arttığını vurgulayan Dinçer, "Konut fiyatları aldı başını gitti. Kiralar inanılmaz rakamlara ulaştı. Mersin, sığınmacı kenti görünümüne büründü. Sosyal yapıyı, ekonomiyi, hatta güvenliği olumsuz etkileyen bu duruma acilen çözüm üretilmelidir." diyerek yetkilileri göreve çağırdı.
Küresel iklim krizinin etkileriyle birlikte Mersin’de su sorununun arttığına dikkat çeken Dinçer, "Artık üretici sulama suyu bulamıyor, kentte yaşayanlar içme suyu bulamıyor. Pamukluk Barajı 2009'dan beri yapım aşamasında, bir türlü ödenek ayrılmadığından tamamlanamadı. Şimdi, Pamukluk Barajı 1,3 milyar metreküp rezervi olan bir Berdan Barajı'nın üzerine yapılıyor. Baraj su tutmaya başladı ancak buradan ne sulamada ne içme suyunda isale hatları tamamlanmadı." dedi.
Mersin’de narenciye üretimi yapılan 360 bin dekarlık ekili alanın olduğunu belirten Dinçer, "Bu baraj devreye girseydi, 184 bin dekar daha alan sulanabilecek, alternatif tarım ürünlerine yönelme imkânı doğacaktı. Bu yüzden Berdan Barajı’nın sulama ve içme suyu ihalelerinin bir an önce tamamlanması ülkemiz ve üreticiler için son derece önemlidir." diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Son olarak, Mersin’in ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarının ciddiyetle ele alınmasını talep eden Dinçer, yetkilileri verdikleri sözleri yerine getirmeye davet etti.